Muris Muvazaası Sebebi İle Tapu İptali ve Tescil Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Ülkemizde miras bırakanlar kimi mirasçılarına mirastan daha çok pay vermek kimi mirasçılarına ise mirastan pay vermemeye çalıştığı görülmektedir.Örneğin anne babanız…

Muris Muvazaası Sebebi İle Tapu İptali ve Tescil Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Ülkemizde miras bırakanlar kimi mirasçılarına mirastan daha çok pay vermek kimi mirasçılarına ise mirastan pay vermemeye çalıştığı görülmektedir.Örneğin anne babanız…

Muris Muvazaası Sebebi İle Tapu İptali ve Tescil Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Ülkemizde miras bırakanlar kimi mirasçılarına mirastan daha çok pay vermek kimi mirasçılarına ise mirastan pay vermemeye çalıştığı görülmektedir.Örneğin anne babanız…

Muris Muvazaası Sebebi İle Tapu İptali ve Tescil Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Ülkemizde miras bırakanlar kimi mirasçılarına mirastan daha çok pay vermek kimi mirasçılarına ise mirastan pay vermemeye çalıştığı görülmektedir.Örneğin anne babanız… Muris Muvazaası Sebebi İle Tapu İptali ve Tescil Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Ülkemizde miras bırakanlar kimi mirasçılarına mirastan daha çok pay vermek kimi mirasçılarına ise mirastan pay vermemeye çalıştığı görülmektedir.Örneğin anne babanız…
Koçak Hukuk

Muris Muvazaası Sebebi İle Tapu İptali ve Tescil Davası

28.12.2020
Koçak Hukuk | Muris Muvazaası Sebebi İle Tapu İptali ve Tescil Davası

Ülkemizde miras bırakanlar kimi mirasçılarına mirastan daha çok pay vermek kimi mirasçılarına ise mirastan pay vermemeye çalıştığı görülmektedir.


Örneğin anne babanız yahut başka bir miras bırakan sizi mirastan dışlamak amacı ile malvarlığını satış olarak göstermiş ise hangi yasal haklarınız vardır? Hukuk dilinde “Muris Muvazası” olarak geçen bu durum mutlak olarak geçersizdir. Çünkü hukukumuzda bir sözleşmenin geçerli olabilmesi için gerçek sözleşme ile görünürdeki sözleşmenin birbirine uygun olması gerekmektedir.Gerçekte satış olarak gösterilen bu işlem aslında bağış niteliğinde olduğundan bu satış geçersizdir.Kesin hükümsüz olan işlem bu dava açılması halinde mahkeme tarafından iptal edilecektir.


Muris Muvazaası Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından 01/04/1974  Tarihli İçtihadı Birleştirme kararı ile açıklanmıştır. ”Bir kimse mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla, gerçekte bağışladığı tapulu taşınmazına ,tapu sicil muhafızlığında yaptığı resmi sözleşmede satış gibi göstermek suretiyle devir ve temlik etmişse,saklı pay (mahfuz hisse) sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar,görünüşteki satış akdinin muvaazalı,gizli bağış sözleşmesinin ise kanunda öngörülen şekil koşulunu taşımadığını ileri sürerek dava açabilirler”


Hukukçuların saf kendilerinin ise çok zeki olduğunu sanan bir kısım kişiler ise yasayı kandırma amacıyla satışı önce güvendikleri bir 3.kişiye yapmakta sonra gayrimenkul yahut menkul mallarını asıl bağış  yapmak istedikleri kişi adına tescil ettirmektedirler.Bu yöntem de çok bilinen ve çok karşılaşılan bir yöntem olduğundan, Yargıtay arada kaç tane satış olursa olsun malın son sahibi miras bırakan kişinin mirasçılarından birisi ise  karine (ön kabul) olarak bu satışların muvazaalı (danışıklı) işlem olduğunu kabul etmektedir.Bunun aksinin ispatı yükünü ise alıcı mirasçıya yüklemektedir.Miras bırakanın gerçekten bu satış işlemini yapmak zorunda kalacak kadar paraya ihtiyacı olup olmadığı, bu satış yapılırken bankadaki para trafiği, bankadan miras bırakana para aktarımı yapıldıktan sonra miras bırakanın bu parayı nereye transfer ettiği, gerçekten ihtiyacı varsa örneğin hastanenin hesabına yada bankadaki kredi kapama işlemine mi  havale edildiği gibi hususlar mahkemece araştırılmakta ve davanın neticesi alıcı görünen mirasçının bu hususları ispatlayıp ispatlayamadığına  göre yapılmaktadır.


Muris muvaazası  (Miras bırakanın danışığı) davasında işlemin ne kadar süre önce yapıldığı yahut aradaki mirasçı silsilesinin önemi yoktur.Kesin hükümsüz olan bu işlem aradan zaman geçmekle geçerli hale gelmez.Bir başka deyişle bu işlemler aleyhine açılacak davalarda zamanaşımı işlemez.


Açılacak dava ,ancak dava açan kişiler bakımından hüküm ifade eder.Örneğin 5 kardeşin babalarına mirasçı olduğunu annelerinin ise vefat etmiş olduğunu yani mirasçı olarak yalnızca bu 5 kardeşin kaldığını farzedelim. Sağlığında Baba kendi üzerine kayıtlı 100 dönüm tarlayı Zeki  isimli mirasçıya  satış göstererek devretmiş olsun.Geride kalan Afet, Nedret,İsmet,İffet isimli 4 mirasçıdan sadece Afet ve Nedret isimli  2 tanesi dava açmış ise dava açmayan ismet ve iffet bu davadan yararlanamaz.Yani tapu tamamen miras bırakan adına tescil olunarak   herkese payı dağıtılmaz.Sadece dava açan Afet ve Nedret kendi payları olan 1/5 er hisselerini yani 20 dönümlerini alırlar kalan 60 dönüm Zeki isimli mirasçının uhdesinde kalır.


Kimi zaman da miras bırakan ile mirasçı arasında ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılmakta ve böylece kanuna karşı hile yoluna başvurulmaktadır. Ölünceye kadar bakma sözleşmesinde bir kimse belli bir mal veya malvarlığı değeri karşılığında miras bırakana bakmak karşılığında bakılan kişi öldükten sonra da o malın veya malvarlığı değerinin  sahibi olmak hakkını kazanır.Eskiden Yargıtay özellikle anne ve baba ile çocuk arasındaki bu tür sözleşmeleri kesin olarak geçersiz saymakta idi. Ancak yeni tarihli kararlarında mahkemelerden gerçek durumu araştırmasını gerçekten de diğer çocukları bakılan kişiye hiçbir şekilde bakmadığı halde evlatlarından birisi onun tüm ihtiyacını karşılayarak bakıyor ise  bu takdirde bu sözleşmeye geçerlik tanımak gerektiğini kabul etmektedir. Yargıtay yalnızca ölünceye kadar bakma sözleşmesi için değil ayrıca sağlar arası kazandırmalarda da (satış sözleşmelerinde de) bu temlikin minnet duygusu ile yapıldığı takdirde geçerli olduğuna karar vermiştir.Bu tür satışlarda mirasçının olağan ahlaki ödevein üstünde yapmış olduğu bakım ve yardımın semen olarak kabul edilmesi gerektiğini böylece karşılığında hiç veya çok az bir bedel verilmiş olsa da yapılan aşırı efor ve bakımın semen olarak değerlendirilmesi gerektiğini bu sebeple yapılan temlikin iptal edilemeyeceğini içtihat etmiştir.


Bundan başka miras bırakanın mirasçıları arasında mallarını paylaştırmaya yönelik olarak yapmış olduğu işlemler de muvazaa kapsamında değerlendirilemeyecektir. Bu paylaşımın tamamen eşit yahut saklı pay sahibi mirasçıların saklı payını kesin olarak gözetmesi gerekmez. Eğer eşitsiz bir dağıtım var ise saklı payı zedelenen mirasçının burada izahını vermiş olduğumuz muvazaa sebebi ile tapu iptali ve tescil davası değil tenkis davası açması gerekir. Muvazaa sebebi ile tapu iptali ve tescil davasının koşulları ile tenkis davasının koşulları ve sonuçları  arasında pek çok fark olduğundan tenkis davası ayrı bir yazıda incelenecektir.


Kimi olguların varlığı halinde ise bu durum muvazaa sebebi ile tapu iptali ve tescil davası açmak için önemli delil niteliğini taşır. Bunlardan ilki yapılan tapu satışında gösterilen satış değeridir. Tapuda gösterilen değer ile gerçek değer arasında uyumsuzluk büyük ise yani arada bir kattan daha büyük fark var ise bu takdirde Yargıtay pek çok kararında yapılan satışın mirasçıdan mal kaçırmak amacı ile yapıldığını  kabul edilecektir.


Satış tarihinde tapuda satış gösterilen kişinin alım gücü ile Satış yapan miras bırakanın bu satışı yapmaya ihtiyacı olup olmadığı araştırılmalıdır. Miras bırakanın bu satışı yapmaya ihtiyacı yok ise ve alıcının da bu gayrimenkulü alabilecek ekonomik gücü yok ise bu takdirde miras bırakanın bu satışı mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla yaptığı düşünülecektir.


Bu davalar ancak miras bırakan  vefat ettikten sonra açılabilir. Miras bırakanın sağlığında bu tür temlikler hakkında dava açılamayacaktır.


Davada davacı ancak kendi payı nispetinde tapunun iptalini sağlayabilecektir. Yani veraset ilamındaki payı ¼ oranında ise tapu ¼ oranında davacı adına tescil olunacak bu tescil diğer mirasçılar bakımından hüküm ifade etmeyecektir.


Miras bırakanın mirasçıdan kaçırdığı mal yeniden iyiniyetli 3. Kişiye satılmış ise bu takdirde dava bedelin tahsili olarak açılacaktır.


Bu dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak olup davada yetkili mahkeme gayrimenkulün bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesidir. Birden Fazla gayrimenkul devredilmiş ise bu takdirde Gayrimenkullerden herhangi birirnin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.


Dava konusu gayrimenkul tapusuz ise bu takdirde Muvazaa sebebi ile Tapu iptal ve tescil davası değil tenkis davası açılmalıdır.


Yargıtay kararlarını taradığımız esnada karşılaşmadığımız bir husus mehir olarak taşınmazın verildiği hallerde bu  temlik iptale tabi olabilir mi? Kanaatimizce bu tür tasarruflar da iptale tabi olmayacaktır.